BURDUR KAYAALTI (KIRAVGAZ) KÖYÜ :TARİHİ KURU KÖPRÜ .ESKİ BURDUR -ANTALYA YOLU

ÜZERİNDE BULUNAN BU KÖPRÜNÜN ANADOLU SELÇUKLU DEVRİNE AİT OLDUĞU KABULEDİLİYOR.

OSMANLI DEVLETİNDE  DEVŞİRME- DÖNME SALTANATI

VE BURDURLU

SADRAZAM KEMANKEŞ ALİ PAŞA

Enderun , Fatihle birlikte Osmanlı Hanedan ailesinin Türklerin idaredeki gücünü kırmak ve köle zihniyetli bir zümre oluşturmak maksadıyla kurulmuş bir eğitim kurumudur.Zaman içinde bu devşirme takımı o kadar güçlenmiştir ki Türk’ün gücünü kırmaya çalışan hanedan, bu sefer kendi eliyle   devleti istediği gibi çekip çeviren tahta padişah çıkaran veya indiren bir gücü karşısına dikmişti.Bütün tarihçilerce dile getirildiği üzere ;Karamani Mehmet Paşa’dan   (Fatihin ölümü bahane edilerek yeniçeriler tarafından dönme vezirlerin kışkırtmalarısonucunda öldürülen Türk asıllı sadrazamdır) sonra Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’ya kadar  sadrazam olan kişiler arasında Türk kökenli vezir azam  sayısı bir elin parmaklarını geçemeyecek sayıdadır.Devlet kademelerine doldurulan bu devşirme takımı, saray içinde yer alan tamamı köken itibariyle kendileri gibi devşirme olan saray kadınlarıyla ,özellikle de padişah eşleri ile birlikte kurdukları  düzen ;Osmanlı Devletinin inkiraz  sebeplerinden olmuştur.Devşirme vezirler ve saray kadınları rüşvet ,irtikap  ve diğer yollarla  büyük servetler edinmişler, bu servetlerini de yeniçeri ve diğer asker takımının satın alınıp  beğenmedikleri her icraatı daha ziyade dönme ve devşirme taifesinin  çıkarlarına aykırı gelen her türlü atama ,azil  veya mali kaynakların paylaşımını engellemek için çıkarttıkaları isyanlarda kullanarak büyük yıkımlara yol açmışlardır.

Padişah eşlerinin Yavuz’dan sonra Türklerden alınmasına,hanedan kızlarının Türkler’e eş olarak verilmesine asla meydan vermeyen bu taifenin , Hanedan damatlarını da dönme -devşirmelerden seçtirmeleri sonuçta tam bir klan yapısının   ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Yavuz’un bu dönme takımıyla  mücadelesi sonuç vermemiş ,kendisi de ister istemez  sistemi devam ettirmiştir.Kanuni ile tam bir güç odağı haline gelen  bu güruh(Ki Yavuz oğlunun daha şehzadeliği sırasında etrafını saran  devşirme zümresinin varlığından haberdar olmaması mümkün değildir.)Lale Devrinden sonra gittikçe zayıflamış  ve zamanla tamamen devreden çıkmıştır ;ama  yaptığı tahribat koca bir devletin temelinin sarsılmasına önemli bir neden teşkil etmiştir.Burada elbette bu kurumdan yetişerek  canı malı pahasına devletin bekası için  var gücüyle mücadele eden  şahsiyetlerin  varlığını görmezden  gelmemeliyiz.Ancak bu tür   insanların sayısının fazla olmadığını da hatırlamak gerekmektedir.

Enderun sadece yönetici yetiştirmemiş aynı zamanda teknik konularda söz gelimi Mimar- Mühendis veya diğer sanatkarları da yetişmesini sağlayan bir kurumdur .Konumuz Enderunun bu yönü değildir.

Devşirmeler her zaman aralarında bir dayanışma içinde idiler.Yavuz’un değerli Sadrazamı Piri Mehmet Paşa  bu takımın gayretleri ile Kanuni’ye harcattırıldıktan sonra ipleri tamamen ellerine almışlardır. Örneğin Kanuni’nin oğlu ve tahta gerçekten layık olan tek Şehzadesi Mustafa’nın  gerçek katilleri ,Sultan’nın Hasekisi  Hürrem Sultanla kızı Mihrimah Sultan ve  damadı devşirme Rüstem Paşadır.Koca Kanuni , Rus asıllı Hürrrem Sultan’nın elinde bir oyuncak olmuş Cihan İmparatorunun Hürrem Sultan’a cephelerden yazdığı aşk mektupları doğrusu  ibretliktir.Hürrem Sultan Osmanlı’nın  bir çeşit Katerinasıdır.
Kanunin ölümüyle başlayan taht mücadelelerinde , saray kadınları ve devşirme zümresinin tam hakimiyeti başlamıştır.

Ehil olmayan insanlara rüşvet ve diğer yollarla makam ve mevkilerin  dağıtılması idari sistemin çökmesine maliyenin bozulmasına  ve benzeri bir çok çalkantının çıkmasında , hep bu  taifenin icraatları mühim rol oynamıştır.3.Murat’ın ölümü ile başlayan devre ise en pervasızlaştıkları devredir.Sultan annesi Nurbanu , 3.Murat  ölünce kökeni İtalyan Venedikli olan gelini yeni Sultan 3.Mehmed’in annesi Safiye Sultan arasında başlayan ülke işine karışmalar,  bundan sonra gelen hemen hemen hepsi zayıf  kişilikli  Padişahlar zamanında sürüp gitti.Onlar, Genç Osman’ın katlinde  de başrollerdedirler.

Genç Osman’ın  tecrübesizce bu taifenin gücünü kırmaya(Söz gelimi uzun süre sonra ilk defa saray dışından bir eş seçmesi ,Şeyhülislam Esad Efendinin kızıyla evlenmesi) çalışması feci akıbetini hazırlamıştır.Celali isyanlarının en büyük müsebbipleri yine bu devşirme gruplardır.Sultan anneleri sarayda hakimiyet mücadelelerini  devşirme vezirler yoluyla sağlamaya gitmişlerdir. Kösem Sultan buna tipik bir örnektir. Kösem Sultan aslen bir Rum’dur.Entrika hususunda geninden gelme büyük bir yetenek sahibiydi.Gelini 4.Mehmet’in annesi  Turhan  ile  yaptığı mücadeleyi 1651 yılında boğdurularak kaybetmiş yaptığı melanetler böylece son bulmuştur.Gerek saray devşirmesi kadınların ve gerekse vezir  devşirmelerin asıllarını unuttuklarını zannetmek; safdilliktir.Mesela Safiye Sultan ve yardımcısı Venedik devşirmesi Hasan Paşa , Venedik Cumhuriyetine ellerinden gelen yardımı yaptıkları malumdur[1].
Hele Şehzadelerin taşraya  Sancaklara çıkması  kaldırılıp, sarayda  adeta hapis hayatına tabi tutulmaları , Fatih kanuna göre; nizamı alem için katledilmeleri durumu  onların  ruhsal yapılarını tamamen bozmuş, hepsinin birer kişiliksiz hatta birer zavallı durumlara düşmelerine sebep olmuştu.

Sancaklarda eski bir Türk geleneği olan tecrübeli değerli Lalalar(Atabekler- Atabeyler) tarafından yetiştirilen Şehzadeler, bu şekilde saray hapsiyle her türlü etkiye açık hale gelmişlerdir.İşte şehzadeler  böylece gerek Saray kadınlarının gerekse dönme devşirme takımının ellerine daha kolay düşer olmuşlardır.Saraya hakim olamayan bir taht sahibinin ülkeye sahip olması elbette mümkün değildir.

Nitekim bu elim devirler başladıktan sonra koca devlet ,inkıraza doğru hızla ilerlemiştir.
Kuruluşundan  Kanuni devrine kadar , hiçbir saray kadınının veya Padişah annesinin  idareye karıştığı  görülmemiştir.

Çünkü o devirlerde padişah annelerinin tamamına yakını Türk kökenlidir veya tamamen Türk terbiyesine göre yetiştirilmiş insanlardı..Onların geleneğinde devlet işine müdahale anlayışın olmadığını   biliniyor.
Ünlü devşirme hanedan ailelerde  bu olgunun sonuçlarıdır.

Misal :Dukaginler ,Sokollular, Hersekzadeler, Köprülüler …
Türk kökenli devlet adamlarının bir bir yok edilmelerinde bu aileler mühim roller oynamışlardır.Kendilerini öven Osmanlı tarihçilerin de  çoğunun aslında birer devşirme olduklarını göz ardı etmemeliyiz.Devletin en buhranlı zamanların da tam bir salahiyetle sadrazam   yapılan Köprülü Mehmet Paşa’nın icraatları  dikkat çekicidir.Devşirme kökenli olduğu bilinen paşa , kendisine ve düşündüğü geleceğe tehlikeli gördüğü çok sayıda Türk devlet adamının   bir bir yok etmiştir.

Bunlardan  biride Girit Serdarı Deli Hüseyin Paşadır.

Tarihimizin yetiştirdiği  büyük  kahramanlardan biri olan bu namdar paşayı iğrenç hile ve desiselerle idam ettiren Köprülü, benzeri faaliyetlerle Viyana bozgunundan sonra görev verilecek  dirayetli tecrübeli bir vezirin bulunamamasının en büyük sorumlusudur.Köprülünün harcadığı diğer ünlü bir kumandan, Ali Seydi Paşadır.Devşirmeler de kendi aralarında çeşitli kliklere ayrılmaları aralarında çatışmaların bulunması eşyanın tabiatı gereğidir. Arnavutlar,Boşnaklar,Hırvatlar başı çeken güçlü kliklerdir.İlk başlarda Enderun’a sadece Müslüman olmayan aile çocukları devşirilir iken zamanla sisteme Kanuni devrinde başlamakla birlikte, 16.yüzyıl son çeyreğinden itbaren az sayıda da olsa  Müslüman çocuk ve gençlerde girmeye başlamıştır.İşte bu  kuruma girebilenlerden biride 4.Murat’ın Sadrazamlarından Kemankeş Ali Paşadır.

SADRAZAM KEMANKEŞ ALİ PAŞA

Osmanlı devlet adamları ;  edipleri ,şairleri ,sanatkarları hakkında bilgi veren  tarihi kaynaklar    doğum yerlerini belirtilirken  bazen  İstanbul’a geldikleri  sancağı  açıklayıp bazen de  daha  detaylı  bir şekilde ….nam kasabadandır  ya da ….nam Karyedendir(Köyündendir) gibi izahlarda bulunurlar.Bilindiği  üzere Sancaklar, zamanımızın bazı vilayetlerinin bir kaçının  askeri açıdan oluşturdukları  idari bir sistemdi .Ve Sancak beyleri tarafından  yönetilirlerdi.

Dolayısıyla hakkında bilgi verilen şahısların   geldikleri sancaklar daha çok tanındığından    kişilerinde  mensup oldukları bu  sancakların ismiyle anılmaları  daha çok tercih edilme sebebidir.Söz gelimi ; günümüz  Burdur ve Isparta illerinin   oluşturdukları  Hamit Sancağını  (1850 ‘ye kadar bu iki ilimiz idari birim içinde yer almışlardır) olan   kişiler  kısaca “Hamit Elindendir “ veya “Hamit’tendir” şeklindeki ibarelerle  tanıtılırlar.Bu durum  kişilerin   asıl doğum yerlerinin zamanla unutulmasına  sebep olmuştur. 1850 yılından itibaren  Hamit Sancağı ya da Mutasarrıflığı , iki ayrı sancak haline getirilmişti.Burdur  namı diğer Türkemiş Sancağı  ve Hamit Sancağı (Isparta) .Ayrılıkla beraber Hamit Sancağının tarihi mirasının  Isparta’ya  mal edilmesi daha da kolaylaşmıştır. Bu yüzden  eski kaynaklarda Hamit’tendir veya Hamit elindendir  şeklinde memleketleri belirtilen her şahıs hiç araştırmaya gerek görülmeden  hemen Ispartalı olarak kabul görür olmuştur .Eğer  doğum yeri açık olarak belirtilmedi ise bu tartışmasız bir şekilde  her Hamitlidir ibaresi Ispartalı  şeklinde anlaşılmaya başlanmıştır.  Ispartalı olduğu tam   belli olmayan ne kadar tanınmış insan varsa  sorgusuz sualsiz bu ilimizden olduğu  kesin hüküm haline gelir olmuştur.Örneğin Ord.Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı ünlü eseri Büyük Osmanlı Tarihin’de Kemankeş Ali Paşa için   böyle bir değerlendirme yaparak  ; ancak biraz da açık kapı bırakarak Isparta  taraflarındandır  şeklinde  yazmıştır[2]. Eski alimlerin  devlet adamlarının biyografilerini veren  eserlerde adından Hamitli  olduğu  söz edilenler, genellikle Ispartalı yazarlarımızca  hepsinin  Ispartalı sayıldıkları  görülmektedir.
Hatta  Burdurlu oldukları kesinlikle bilinen önce  ünlü  bir celali olup sonra  affedilerek devlet hizmetine girmiş  ve paşalık rütbesi  ile çeşitli görevler yaptıktan sonra 1668 de Girit Kandiye kuşatmasında şehit düşen Katırcıoğlu Mehmet Paşa da Ispartalılıktan kurtulamamıştır.Yine  Kınalıoğlu  da  Ispartalı sayılanlardandır.Çünkü her ikisi de  eski kaynakların bazılarında Hamitlidir kaydı bulunmaktadır .Halbuki araştırılınca konu açığa çıkmakta  ,KatırcıoğlununBurdur Kemer ilçesinden  Kınalıoğlu  ise  halen  BurdurYeşilova Harmanlı olarak bildiğimiz Navlu Köyünden görülmektedir.

 Bu tür  bir  yanlışlık  bir sadrazam  hakkında da sürüp gitmektedir.,Bu şahıs Osmanlı sadrazamlarından Kemankeş Ali Paşadır.
Isparta ile ilgili yazılan ve Isparta ünlüleri hakkında bilgi veren tüm eserlerde,  Kemankeş Ali Paşa’nın  Ispartalı olduğu belirtilmektedir.
Adı geçen kesim,Ali Paşa’nın  aslen Isparta’nın   Eğridir ‘de doğup büyüdüğünü    ilim  aleminin pek bilmediği ellerinde bulundurdukları yazma  bir tarihe dayandırmaktadırlar ki bu   eserin  sıhhati biraz şüphelidir ve aynı zamanda ilim alemince değerilmemiştir.Yakın tarihimizde özellikle Cumhuriyetten önce bölgecilik gayretiyle, eski harflerle yazılmış bir sürü  kitabın varlığı malumdur.Bize göre  Kemankeş Ali Paşa Burdurludur.Ve Burdur’da 17 . ve 18.  yüzyılda  yaşayan   Evliya zadeler veya Karalar lakaplarıyla bilinen bir sülaleye mensuptur.Nitekim Burdur tarihi ile ilgili çalışmalar yapan merhum Rahmi Uğur , 1973 Burdur İl Yıllığının tarih kısmında yazdığı paşanın biyografisinde  onun Burdurlu olduğunu belirtmiştir[3].Rahmi Uğur’un  tespitini ,1955 Burdur il yıllığında yayınlanan eski Burdur mezar kitabelerini ele alan kısımda açıklanan   mezar taşlarını  bizzat okuyarak yaptığı anlaşılmaktadır[4].Ancak Uğur’un elinde başka belgelerinde de olduğunu düşünüyoruz. Ne yazık ki rahmetlinin hazırladığı Burdur Tarihi basılamamış, öldükten sonra akıbetinin ne olduğu   meçhulümüzdür.
Söz konusu mezar taşları bu gün Burdur Müzesinde bulunmakta ve envantere 1284  ve 1285  numaralarla kayıtlıdırlar.
1284 bu aileden bir hanıma  1285  ise aynı aileden  bir erkeğe aittir.
1284 numaralı  mezar taşında şunlar yazmaktadır.
Vezir-i Mükerrem Sadr-ı azam Evliya Ali Paşa’nın ehli Şerif Ahmet Paşa’nın kızı Şerife Esma merhum ruhu için fatiha  1166.(Resim 1)

Kitabe ,Ali Paşan'nın kızı Şerif Ahmet Paşa ile evli olup bu evlilikten olan Şerife Esma'nın mezarına konulmuştur. Aynı Şerif Ahmet Paşa'nın kızlarından Adile Şerife'nin eşinin mezar taşı da yine Burrdur Müzesinde bulunmaktadır.Buradan da anlaşılacağı üzere Şerif Ahmet Paşa Burdurlu bir kişidir.Söz konusu kitabe ,1790 tarihini taşımaktadır.
1285 numaralı mezar kitabesi :
 Sadr-ı azam Evliya Ali Paşazade merhum Seyyid  Hüseyin Bey Ruhu için Fatiha  1166(Resim 2)
İkinci kitabe Ali Paşa'nın erkek evlatlarından birisinin oğluna aittir.Çünkü Paşa 1624 senesinde İstanbul da  idam edilmiştir.Dolayısıyla Hicri 1166 yani 1753 yılında çocuklarının vefat etmesi   pek mümkün gözükmemektedir.
Burada 17 ve 18.yüzyılda Osmanlı Devletine sadrazam olan Ali Paşalara bakacak olursak :
Yavuz Ali Paşa .Bosnalıdır.1604 yılında 1.Ahmet döneminde 9 ay   görevde kalmıştır.
İstanköylü Güzelce Ali Paşa , 1619  Sadrazam olup 1621 de öldü.
Arabacı Ali Paşa 1691  görev verildi aynı yıl Rodos’ta katledildi.
Dimetokalı Sürmeli Ali Paşa 1695te azledilerek Eedirne de boğduruldu
Merzifonlu Hacı Ali Paşa 1692 de  Vezirazamlık tevdi edilidi.Azledildi.1698 de Kandiye de öldü
Damat Çorlulu Ali Paşa  1706-1710.
Şehit Ali Paşa ,1713-1716  Peteravadin savaşında  şehit düşmüştür.
1750 den sonra Hekimoğlu Ali   ve Nişancı Ali Paşalar da bu görevi yürütmüşlerdir.
Listelediğimiz Ali Paşaların Burdur da mezarları bulunan  ve açık bir şekilde Veziri Mükerrem  Sadrazam  olduğu belirtilen Ali Paşa  ailesi fertleri ile bir ilgileri olmadığı açıktır.Osmanlı tarihi boyunca Evliya Ali Paşa adında  resmi kaynaklarda  adı geçen bir zata rastlanılmamaktadır.[5]
Mezar taşlarında  geçen  “Evliya “ isminin  onun Burdur da bilinen sülalesinin  veya  kendisinin bilinen adı olduğunu tahmin etmek pek güç değildir.Osmanlı kaynaklarında Kemankeş lakabıyla anılması  Paşa’nın ok çekmede zamanın en ünlülerinden olduğundandır. Hatta attığı okların mesafe rekoru  kırması nedeniyle  Okmeydanı’na  menzil taşları dikildiği bilinmektedir.
Kemankeş Ali Paşa , Burdur’da doğmuş  ve daha genç yaşta iken İstanbul’a  gitmiştir.Bir yolunu bularak ;daha ziyade devşirme ve dönme takımının alınarak Osmanlı  hanedanına  kayıtsız şartsız  bağlı  yönetici takımının yetiştirildiği Enderun’a girmiştir.
Ali Paşa anlaşılan daha küçük yaşlarda bile kıvrak bir zekaya sahip olduğunu belli etmektedir.Ancak Türk olması nedeniyle devşirme grupları içinde kendine yer edinmesinin zorluğu meydandadır.Bu vaziyet  onu her zaman güçlü bir himayeden yoksun bırakmış sonuçta bir çok badire sonucunda elde ettiği sadrazamlığı tez kaybetmiş ve hayatının hüsranla bitmesinde bizce önemli rol oynamıştır.Ali Paşa saraydan vezirlikle taşraya çıkmak başarısını göstermiş bir kişidir.Devrin etkin kişilerinden Bostanzade  Yahya  Efendiye damat olmuş bu şekilde kendisine hamilik yapacak bir gücüde arkasına almıştır.
Bağdat ve Diyarbekir Valiliklerinde bulunduktan sonra 4.Vezirlikle İstanbul’a dönme başarısını göstermesi  o devir şartları için de son derece dikkat çekicidir.Tam bu sıralarda Genç Osman (2.Osman )olayı patlak vermiş ,saray ve dönme devşirme entrikaları ile bu değerli sultan hal edilerek boğdurulmuştu.Yerine geçirilen ise bu zümrenin aradığı niteliklere sahip aklı başında olmayan Sultan Mustafa idi..Bu arada Ali Paşa 4.Vezir  olmasına karşılık  zeka ve dirayetini kullanarak Baş vezirliği kapmış ve  4 Murat’ın tahta geçmesini sağlamıştır.Ülkenin büyük bir kaosa sürüklendiği bir devre de baş vezir olan Ali Paşa,vakarlı ve zeki bir insan olarak çevresine güven vermiştir.Ancak büyük entrikaların döndüğü siyasi ortamı tam değerlendiremediği  kısa zamanda görüldü.Genç Padişahı etkisine alarak  zamanın  en etkili kişilerinden  olan meşhur şair ve Şeyhülslam Yahya Efendiyi  saray çevresinden uzaklaştırdı.Aslında bu fikri ona veren Kayın peder idi.Bu onun en büyük hatası oldu.Düşmanları Yahya Efendiyi de yanlarına alarak  harekete geçtiler.Ali Paşa ,İran cephesinde kötü giden durum hakkında yanlış  bilgi verdiğini Sultan tarafından  anlaşılması üzerine azledildi.Azlinde daha önce bir sepepten Mısır’a sürgüne giden  geri dönmesini bizzat Ali Paşa’nın sağladığı Bostancı başının önemli rolü vardır.1624 tarihinde idam ettirildi, malları da hazineye alındı. Mezarı, İstanbul’da Atik Ali Paşa Camii avlusundadır.
Tarihler onun  rüşvetçi irtikapçı ve kıyıcı bir insan olduğunu vurgularlar.Ama  yukarda ki anlattığımız şartları göz önüne alacak olursak paşa kendi yetenek ve marifetiyle en üst makamlara çıkmasını bilen bir insandır.2.Osman ‘ın halli sırasında  doğan büyük sarsıntının atlatılmasında Ali Paşa’nın önemli hizmetlerini göz ardı etmemek gerekir.Hele diğer devşirme zümresinin  tahta çıkardığı Deli  Mustafa’nın yerine 11 yaşındaki Murat’ın tahta geçirilmesindeki isabetli kararı, İmparatorluğu büyük bir badireden kurtardığı açıktır.Bunun yanında onu  başta  devrin  etkili kişilerinden olup  çevirdiği büyük dolaplarla  kötülük kaynağı  Merre Hüseyin Paşa olmak üzere bir çok kişinin yok edilmesinden sorumlu tutan tarihçiler ;bu zevatın devlete verdikleri zararları göz ardı ediyor gözükmektedirler

 

RESİM 1

 

 

 

 

 

RESİM 2

 

 

1284 Nolu Kitabe ve 1285 Nolu Kitabe

HAYATİ KUZUCU

16.EKİM2008

 


 [1] Ord.Prof. İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI , Büyük Osmanlı Tarihi..TTK.-Ankara.Cilt 3.Sayf. 122.

 [2] Ord.Prof. İsmail Hakkı UZUNÇARŞILI , Büyük Osmanlı Tarihi..TTK.-Ankara.Cilt 4.Sayf.379.

3] Cumhuriyetin 50. Yılında  Burdur  1973  İl Yıllığı.Tarih bölümü.

 4] Burdur  1955 İl Yıllığı .Sayf .113

 [5] Mehmet Süreyya ,Sicill-i Osmani .İstanbul-1996.Cilt 6 .Sadrazamlar(Tarih Vakfı Yayını)